Dinlediğiniz kayıt, insan kulağı şeklinde dizayn edilen profesyonel bir mikrofon ile kayda alınmıştır. Paylaştığımız her kaydı aynı cihaz ve playlist ile kaydediyor, böylelikle sizlere iki cihaz arasındaki ses karakteri farkını duyabilme imkanı sağlıyoruz. Kulaklıklarınızı takmayı unutmayın!
Focal, 2021'in başında, artık üretilmeyen Elegia'nın yerini almak üzere, 990 $ 'lık yepyeni bir arkası kapalı kulaklık tanıttı.
“Celestee” olarak adlandırılan bu model; koyu lacivert gövdesi üzerine altın rengi aksanlar ile, adeta gecenin tonlarını yansıtıyor.
Celestee, 1290 $'lık Focal Radiance'ın hemen ardından geliyor. Radiance, Focal ve Bently arasındaki bir işbirliğiydi ve çoğu kişi, Celestee'nin aslında Bently estetiği olmayan bir Radiance olup olmadığını merak ediyordu.
Arada benzerlikler olsa da, Celestee’nin bambaşka bir canavar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Soru şu ki; bir süre dinledikten sonra, Celestee'nin, sesi nasıl geliyor? Bu incelemede öğrenelim…
Radiance ve Stellia seviyesinde olmasa da, Celestee; sıradışı güzellikte bir sunum ve kutu içeriği ile bizi karşılıyor.
Sunum
Kutunun İçinden Çıkanlar:
· Renkleri Celestee ile Uyumlu bir Taşıma Çantası
· 1.2m, 2 x 3.5mm Giriş, 1 x 3.5mm Çıkış, Balanssız Ses Kablosu
· 3.5mm’den 6.35mm’ye Dönüştürücü Adaptör
Dizayn estetiği, Focal kulaklıklarının güçlü yönlerinden. Celestee, kelime anlamı ile gökyüzünü ifade ediyor. Göksel demek. Yani; gök ile, uzayla, gökyüzü ile ilgili demek.
Gövde rengi; kabinin sırt tarafı, yastıklar ve kafa bandı bölgesi, bizde gece ışıklarını andırdı.
Celestee’nin tasarımı söz konusu iken; göze çarpan ilk detaylardan biri, sürücüleri korumak üzere yerleştirilmiş ızgaralar oluyor. Bu ızgaralar, kabinlerin dış yüzeyinde yer alan Focal Logosu ile aynı tonda, Rose Gold renginin kusursuz ahenki içerisindeler. Bu uyuma, kabinin yan eksenlerinde yer alan birleşme noktaları ve kafa bandı yüksekliği ayarlama mekanizması üzerinde bulunan “FOCAL” yazısı dahil edilmiş.
Kabinlerin dış yüzeyinde, özgün dairesel tasarım öğeleri ortasında yer alan metal Focal logosu etrafında; 360 derecelik döngü dahilinde “Celestee”, “Aluminium Magnesium” ve “Fabrique en France” yazıları yazıyor.
Fransa’da, el yapımı olarak üreten Celestee, yazının da belirttiği üzere; Aluminyum ve Magnezyum alaşımlı dinamik sürücülere ev sahipliği yapıyor. Buna “Ses Kalitesi” kriteri hakkında konuşurken daha detaylı değineceğiz.
Hi-Fi dünyasında, kablolar birer mücevher gibilerdir. Tabii, ses kalitesi üzerinde ki etkileri azımsanmayacak düzeyde olmakla birlikte; devasa değişiklikler de yaratmazlar kablolar. Bununla birlikte, sisteme güzellik katıcı etkiye sahiplerdir.
Celestee’nin kablosu, gövde ile uyumlu renk ve tasarımsal çizgilere denk, kusursuz kalitede ki bir güzellik. Boyut biraz kısa; 120 CM uzunluğunda ki kablomuzun giriş kısmı 2 adet 3.5mm, çıkış kısmı ise tek adet 3.5mm uca sahip. Girişler, gövde içine rahatlıkla girebiliyor ve oldukça sabit kalabiliyorlar. İstedildiği takdirde, bu yapı dahilinde bir ek kablo yardımıyla, Celestee’nin balanslı olacak şekilde ayarlanabileceğini hatırlatalım.
Kablo özelinde bir aksesuar olarak; 3.5mm’den, 6.35’ye dönüştürücü kutu içeriğine dahil ediliyor. Bu dönüştürücü yardımı ile, Celestee çoğu masaüstü amfi ve ses kartı ile uyumlu hale geliyor. Burada tek şikayetimiz; 120 cm biraz kısa, en az 10 cm daha uzun bir kablo görmeyi dilerdik.
Celestee, kaya gibi bir kulaklık. Gördüğümüz en iyi malzeme kalitesi seviyelerinden biri bu.
Gövde iskeleti metal; çok kalın, geniş ve dayanıklı. Kulaklığı elimize aldığımızda, kabinlerin sağ ve sol tarafa doğru ancak pek minimal hareketler yapabildiğini gördük; bununla birlikte z ekseninde, içe ve dışa doğru yapılabilen hareketin pürüzsüzlüğü karşısında hayran kalmamak pek mümkün değil. Buraya yaylı bir sistem yerleştirilmiş. Kabin, yapılan harekete karşı tepki olarak sabit pozisyonunu korumaya çalışarak, kafanıza yerleştirdiğinizde uygulanacak yanal sıkma kuvvetini arttırıyor, böylelikle kulaklık sabit konumunu koruyabiliyor.
Yastıklara dokunulduğunda, burada ki malzeme kalitesinin, üst arkası kapalı modeller “Radiance” ve “Stellia”’da kiler kadar üstün olmadığı kolaylıkla hissedilebiliyor. Biz bu durumu, Celestee’nin yastık kalitesi “kötü” olarak değil, tam tersine hiçbir şikayetimiz yok; sadece Radiance ve Stellia yastıklarının fazla iyi olduğunu düşündüğümüz şekilde yorumluyoruz.
Kafa bandı yükseliği ayarlama mekanizması başta olmak üzere, model üzerinde yer alan tüm eklem noktaları; yağ gibi, pürüzsüzlüğün doruk notasında hareket ediyorlar.
Kablo malzeme kalitesi oldukça iyi. Birçok noktada metal aksamlar ile güçlendirilmiş, lüks olduğu kadar dayanıklı bir kablo bu.
Celestee, 430 Gram ağırlığında. Hafif değil, oldukça ağır bir kulaklık. Buna rağmen; simetrik yapısı, yanal sıkma kuvveti etkisine iyi tepki verelebilen yastık dolgusu ile birlikte iyi dağıtılmış ağırlık merkezi, böyle hissetmiyor.
Yastıklar suni deri; yaz aylarında terleme yapabilir. Yastık iç dolguları pek yumuşak, kulaklarımız yastıkların içerisinde kendilerine rahatlıkla yer bulabiliyorlar.
Kafa bandı destek kısmı bölgesi dış yüzeyinin hissiyatı, “Konfor” doğuran yapıda. Yumuşacık bir kumaş kaplı; pamuk gibi…
Örnek olarak; Sennheiser HD 820 ya da beyerdynamic Amiron Home gibi, kulaklığı kafamızda unutabileceğimiz kadar üstün bir deneyim yaşayamasak da, Celestee’nin konforsuz bir deneyim yaşatmadığını söyleyebiliriz.
Günlük kullanım kriteri, tabii günümüz dünyası modelleri ile artık şekil değiştirmiş, spesifik bir anlam kazanmış bir başlık.
Tamamen kablosuz, üstün bağlantı kalitesi destekli, uzun saatler size eşlik etmelerine izin verilen batarya ömürlerine sahip, ANC ve Şeffaflık Modu gibi akıllı özelliklerle donatılmış kulaklıklar devrindeyiz. Hal böyle olunca, asıl “Günlük Kullanım” kulaklıkları bu arkadaşlar oluyor. Örnek olarak kulaklığımızı, Sony WH-1000XM4 ile kıyaslarsak; Celestee’nin bu anlamda oldukça düşük puan alması gerekir.
Daha mantıklı olacağı için, kablolu kulaklıklarla kabloluları, kablosuz kulaklıklarla kablosuzları kıyaslayarak puanlandırmayı daha uygun buluyoruz. Bulunabildikleri fiyat aralıklarıda, değerlendirme yaparken kullandığımız başka önemli bir faktör.
Celestee, müzik dinlemek için yaratılmış bir kulaklık. Analog, bünyesinde herhangi bir elektronik özellik barındırmayan, bir Teknik Ses Performansı canavarı. Celestee’nin kablosunda bir mikrofon dahi yok.
Kulaklık kafanızda oldukça sabit kalabiliyor; yinede tam olarak birlikte koşmak isteyeceğiniz bir model olmadığını düşünüyoruz. Celestee, daha kontrollü ortamlarda; amacınızın saf müzik keyfi olduğu anlara eşlik etmek için var.
Focal, aslında pek tecrübeli bir hoparlör üreticisi; sürücü tasarımları ve kabin akustikleri konularında uzman.
Marka “Utopia” modeli ile birlikte kulaklık pazarına giriş yapalı henüz çok olmadı.
“Utopia” kelimesi; Focal için zirve noktayı temsil eden, bir çok ürün grubunun amiral gemisi modellerini bu isimle sergilediğini bildiğimiz bir tanım.
Utopia model kulaklık hala satışta ve bazıları tarafından “Dünyanın En Başarılı Kulaklıklarından Biri” olduğu söyleniyor. Biz henüz incelemedik. İncelememiz tamamlanınca, burayı kendi fikrimizi ekleyeceğimiz şekilde düzenleriz 😊
Son 5 yılda, Focal bir çok model tasarladı. Bunların bazılarının arkası açık, bazılarının arkası kapalı olacak şekilde dizayn edildi. Günümüzde Focal Kulaklıkları Şu Modellerden Oluşmakta:
· Focal Celestee
· Focal Radiance
· Focal Clear MG
· Focal Clear Pro
· Focal Stellia
· Focal Utopia
Clear MG ve PRO (Temelde Aynı Kulaklıklar), yakın zamanda Clear’ın yerini aldı. “MG” eki, magnezyum sürücüyü temsil ediyor.
Celestee de aynı şekilde, yakın zamana kadar Focal giriş seviyesi kulaklık rolünü üstlenen Elegia adlı modelin güncellenmiş hali olarak bizlere sunuldu. Celestee, aluminyum ve magnezyum alaşımlı, 40mm, 35 Ohm dinamik sürücülere sahip. Bu sürücüler, minyatür bir hoparlör sürücüsüne benzer yapıları ile, makro dinamik performans kriterleri açısından ciddi fark yaratıyorlar. Diyafram malzemesi; sürücü dizaynı parametrelerinin en önemlileri arasındadır. Focal’in en sevdiği materyaller arasında Aluminyum, Magnezyum ve Berilyum yer alır. Berilyum diyafram Stellia ve Utopia gibi amiral gemisi modeller dahilinde kullanılırken, aluminyum ve magnezyum daha alt modellerde tercih ediliyor. Diyafram materyalinin; ağırlığı, esnekliği, sertliği ve diğer fiziksel özelliklerinin Teknik performansa etkisi olduğu kadar, malzemenin atomik yapısı dahilinde oluşan özgün “Tını”, kulaklığın belirleyici tonal faktörlerinden biri olur.
Arkası açık kulaklıklar, arkası kapalı kulaklıklara kıyasla çeşitli akustik avatajlara sahip olurlar.
Hoparlör sürücüleri, bir kabin içerisine yerleştirilmeyip, açık alanda titreşmeye mağruz bırakıldıklarında, ideal dinleti için oldukça sorunlu bir ortam oluşur. Bir sürücü, ileri-geri, ileri-geri şeklinde hareket ettiğinden, ön tarafa doğru ses ürettikleri kadar, arka tarafa doğru da ses üretirler. Fakat burada üretilen sesler, birbirlerine karşı tam olarak zıt fazdadırlar, 180 derece. Fizikte, görülür ki birbirlerine karşı 180 derece zıt faza sahip iki dalga, etkileşime girdiğinde, birbirlerini yutarlar. Buna, “Destructive Interference” denir. Hatta, günümüzde çokça işimize yarayan “ANC” teknolojisinin temeli de, bu prensip üzerine kurulmuştur.
Bu bilgiler ışığında daha iyi anlayabileceğiniz üzere, hoparlör kabininin en temel amacından ilki, ön dalgaları, arka dalgalara karşı izole etmektir. İlginç değil mi? İkinci görevinin ise, sürücüyü bir açıdan tamamlamak, basit bir dille sesine ses katmak olduğunu söyleyebiliriz. Kabin de sürücü ile birlikte titreyerek, sese gereken gövdeyi, ağırlığı veren tamamlayıcı etmen görevi görür.
Arkası kapalı bir kulaklık; sürücünün dış dünya ile olan bağlantısı tamamen kesilmiş, izole bir sistem olarak tanımlanabilir. Bu tarz kulaklıklara; “Closed Back” diye hitap edilirken görmek mümkün.
Arkası açık bir kulaklık; buna zıt bir şekilde, kulaklığın kabin hizasına denk gelen bölgenin akustik açıdan şeffaf olması amaçlanarak tasarlanır. Bu tarz kulaklıklara ise; “Open Back” diye hitap edilirken görmek mümkündür.
Arkası açık bir kulaklık, yukarıda verdiğimiz hoparlör örneğinde olduğu gibi; arka dalgaların, ön dalgalarla çarpışması sonucu ortaya çıkan sıkıntılardan müzdarip değildir.
Arkası kapalı kulaklıklarda bu durumun önüne geçebilmek için, kabin içerisine çeşitli akustik sönümleyici materyaller yerleştirilir. Bu maddeler genellikle bir köpük formunda olup, ses dalgalarına karşı bir kara delik görevi görürler. İçine giren titreşimlerin büyük bölümü, ısı enerjisine dönüştürülür. Böylelikle, aynı zamanda kabin içerisinde gereksiz enerji birikmemiş olur ve olası rezonansların önüne geçilerek kabin basıncı ciddi şekilde azaltılır.
Focal'ın diğer arkası kapalı kulaklıkları gibi, Celestee de kabin arkasında biriken durağan dalgaları ve rezonans frekanslarını kırmanın benzersiz bir yolunu kullanıyor. Sönümleyici materyalden ziyade, “difüzör” etkisi görecek, piramit şeklinde dalga kırıcı paternler, aynen akustik olarak düzenlenmiş bir odanın içi gibi, kabin içerisine titizlikle yerleştirilmiş.
Ek olarak, Celestee’de, Radiance’dan farklı olarak; Stellia ve Elegia’da da benzerini gördüğümüz logo içindeki basınç serbest bırakma noktası üzerinden hava giriş çıkışı sağlanıyor.
Son olarak, Celestee'nin pedleri de yeni; Focal'ın diğer kulaklıklarının pedlerinden farklı. Focal, yastıkların akustik dengeye olan etkisini küçümsemeden, farklı model kulaklıklarına, sadece dizayn kaygısı sebebi ile değil, sürücü özellikleri ile yakalanması gereken o uyum göz ardı edilmemek üzere, farklı tasarımlar yapıyor ve iç dolgu materyallerini özenle seçiyor.
Focal Celestee, ciddi detay üreten bir kulaklık. Ciddi bir çözünürlük seviyesine ve pek şeffaf bir sunuma sahip kulaklığın, pek geniş de bir dinamik aralığı var.
Bilhassa, dengeli bir kulaklık olarak; çeşitli frekans gruplarını özellikle çok fazla öne çıkartmıyor, mikro dinamik perspektifteki başarımlar göz önünde bulundurularak, mikro detayların üzeri gölgelenmiyor; tüm frekans aralığı boyunca şeffaf sunumun esintileri duyulabiliyor.
Ayrıca doku, enstrüman ayrımı ve berraklık da; Celestee’de şahane seviyede üretilen parametreler arasında.
Alt frekanslar; biraz analitik bir sunuma sahip. Tüm detayları duyabiliyorsunuz, fakat Radiance’da, hatta belki de Clear MG’de duyduğumuz zenginliğe, ağırlığa, doygunluğa ve yayvanlığa sahip değil.
Celestee’de ki mikro detay başarımı, bir arkası kapalı kulaklığa göre oldukça iyi. Örnek olarak, HD 820 seviyesinde olmasada; 1000 dolar fiyat etiketinin hakkını verebilecek kadar iddialı.
Stellia bir tarafa (O zaten çok aykırı bir canavar), Clear MG’nin bu konuda, Celestee’den daha iyi olduğunu gözlemledik. Clear MG incelememizde buna daha detaylı değineceğiz fakat bunun tabii, muhtemelen arkası açık akustik dizaynın avantajları ile de bir alakası mevcut.
Konu makro dinamik perspektife büründüğünde, olaylar değişiyor.
Focal’in özel “M-Shaped Dome” ismini verdiği sürücüleri, aynı bir hoparlörün yaptığı gibi müziği size duyurmakla kalmayıp, fiziksel olarak hissettirebiliyorlar.
Bu sürücülerin transient cevabı çok iyi, oldukça hızlı ve toleransı yüksek yapıdalar.
35 Ohm’un sağladığı kolay geçişle beraber, portatif müzik çalarlarla bile birlikte, ciddi şiddet seviyeleri ve agresif bir sunuma sahip olabiliyorlar. Tabii, bu seviyede ki kulaklıkları tam potansiyellerine ulaştırmak için; “Astell & Kern”’ler gibi, yüksek kalite kaynaklarla birlikte kullanmanızı öneririz.
Celestee, çok enerjik ve dinamik bir kulaklık. Sürücünün, bir hoparlör sürücüsü gibi yaptığı uzun mesafeli ileri – geri hareketlerini, beyninize atılan birer yumruk gibi hissediyorsunuz. Oldukça eğlenceli!
Dahası, bu dinamiklikle birlikte, Celestee ayrıca sıkı ve kontrollü bir kulaklık. Ciddi karışık ve zor parçaların sahip olduğu karmaşık katmanları bile rahatlıkla çözebiliyor. Bu, dinamik sürücülerin genellikle planar sürücüler gibi ince yapılı diyaframlara sahip sürücülere kıyasla zorlanarak yaptığı birşey. Celestee, bana mısın demiyor…
Konu ses sahnesine geldiğinde, burada devasa bir altyapı kurulmadığını duyabiliyoruz. Celestee, Ferah çalan bir kulaklık olmasına rağmen, bulunduğu fiyat aralığında çok daha geniş, uzun ve derin sahneler kurabilen kulaklıklar duyduk. Buna rağmen, sahne iç yerleşim, konumlandırma ve esntrüman ayrımı başarımları iyi.
Celestee’nin hayatımıza girmesi ile birlikte, Focal 1000 dolar bandı arkası kapalı kulaklık kalitesini arttırmış, Elegia’nın bulunduğu performans noktasını yukarıya çekmiş oldu. Sadece bu da değil, bu fiyat aralığında ki en iyi kulaklıklardan birini tasarlamış oldular.
Biraz analitik, kuru ve yüzünüze yüzünüze vuran bir sunumu olsa da; Radiance’ın sıcak ve yayvan sunumunu renkli bulan odyofiller için, Celestee farklı doğrultada çalan bir canavar. Radiance’dan daha kötü bir kulaklık olmadığı gibi, arada 300 dolar fiyat farkı olmasına rağmen; ikisi de birbirinden daha kaliteli değiller; yalnızca farklılar.
Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap.
Yorum mu yapmak istiyorsunuz? Buradan giriş yaparak yorum yapabilirsiniz.