Dinlediğiniz kayıt, insan kulağı şeklinde dizayn edilen profesyonel bir mikrofon ile kayda alınmıştır. Paylaştığımız her kaydı aynı cihaz ve playlist ile kaydediyor, böylelikle sizlere iki cihaz arasındaki ses karakteri farkını duyabilme imkanı sağlıyoruz. Kulaklıklarınızı takmayı unutmayın!
Sennheiser markasının HD serisi kulak üstü kulaklıkları, çok çok uzun süredir, yeri geldi ilklere imza attı, yeri geldi sektöre öncülük etti, yeri geldi bu hobiye gönül veren arkadaşların son durağı olacak mükemmel kulaklık hayalini kendileri ile buluşturdu. Bu seride bir çok model var. Neredeyse her fiyat bandında, her bütçe için bir model üretilmiş durumda. HD 300; serinin HD 100 ve HD 206V2’den sonra, en uygun fiyatlı modeli. Kendilerinden bir miktar farklı bir yapıya ev sahipliği yapsa da, benzer dizayn anlayışını, HD 400S, HD 4.40BT, Yenisi HD 350BT, HD 4.50 BT, Yenisi HD 450BT ve HD 458 BT de görebiliyoruz. Bu saydığımız modellerin çoğu birbirleri ile malzeme yapısı, dizayn ve ses karakteri açısından benzerlik gösterse de tabii ki tamamen aynı değiller. Hepsini farklı kılan noktalar var.
HD300 ve HD400 S, kablolu, elektronik devrelere ev sahipliği yapmayan, “old-school” analog kulaklıklar. HD 300’ün HD 400 S’den en büyük farkı, farklı dizaynından sonra kablosunun sabit olması ve bir mikrofon barındırmaması. Buna ek olarak, tabii ses başarımları da eş değer değil.
Sunum
HD 300, HD 400 S’in kutusu ile aynı boyutlara sahip, kaliteli ve basit bir karton kutu içerisinden, gösterişsiz, sadece amacına uygun bir sunum ile bizi karşılıyor. Herhangi bir aksesuar barındırmıyor.
Kutunun İçinden Çıkanlar:
· HD 300
· Güvenlik Kılavuzu
HD 300’ün oldukça sade ve modern bir dizayn anlayışı ile üretilmiş bir kulaklık olduğunu söyleyebiliriz.
Katlanabilir yapıda, tamamıyla siyah, her türlü kafa yapısına uyum sağlayabilecek şekilde uzayıp kısalabilen geniş aralıklı bir mekanizmaya sahip, karizmatik bir kulaklık HD300.
Kafa bandının sağ tarafında “Sennheiser” yazısı, ve her iki tarafta, kabin hizasında “Sennheiser Logosu” yer alıyor. İç kısım sağ tarafta, “HD 300” yazısını görebiliyoruz. Aynı şekilde her iki tarafta sağ ve sol tarafları belirtmeleri adına; “R” ve “L” yazıları yer almakta.
Kablo, sabit. Sağ tarafa bağlı olmak üzere, tek taraflı. Balanssız, 1.4m uzunluğunda ve 3.5mm, açılı, L jack.
Kulaklığın tamamı plastik. Çok da üst kalite bir plastik kullanılarak üretilmemiş ama bu fiyat bandında çok daha kötülerini gördüğümüz oldu. Bizce fiyatına göre gayet iyi. Dayanıklı da olduğunu hissedebiliyoruz. Özellikle JBL markasının bu fiyat bandına yakın modellerinden, T serisini ellerseniz, demek istediğimizi anlarsınız.
Kulak yastıkları hakkında ki fikirlerimiz daha da olumlu. Kesinlikle fiyatının çok yukarısında bir kaliteye sahipler. Aynı malzeme yapısını girişte saydığımız tüm benzer modellerde görebiliyoruz. Yumuşak dokulu, kalın suni deri.
İş konfora geldiğinde ise, kötü olmasada, HD 300 için çok konforlu bir kulaklık diyemiyoruz. Bu noktaya olumsuz yaklaşmamızı sağlayan bir kaç unsur var. İlk olarak yatay düzlemde ki sıkma kuvveti biraz fazla. Eğer kafanız büyükse, rahat edememeniz olası. İkincil endişemiz ise kulak yastıkları ne kadar kaliteli de olsa, iç hacim küçük olduğundan, yine biraz büyük bir kulağınız varsa, kulağınız kesinlikle kabin içerisinde kendine yer bulamayacaktır. Bu durumda kulaklık kulak çevresi kulaklıktan ziyade kulak – üstü kulaklık kategorisine geçiş yapacaktır HD 300 sizin için. Bu da, bizce konforlu olumsuz etkileyen bir durum. Ama HD300, 182g ağırlığı ile de oldukça hafif, bu anlamda ise, pek olumlu yaklaşıyoruz.
Tabii ki ANC, aktif gürültü engelleme özelliğine sahip kulaklıklar gibi olmasada, yastıkların kalınlığından ve sesi emecek bir malzemeden üretilmiş olmalarından dolayı, pasif izolasyon anlamında başarılı bir kulaklık olduğunu, takar takmaz fark edebiliyorsunuz.
Burada, kulaklığın bir mikrofona ev sahipliği yapmıyor oluşu, tabii, günlük hayatınızda ki kullanımınızı; özellikle oyunlarda, telefon görüşmelerinizde, toplantılarınızda olmak üzere, kısıtlayıcı bir faktör.
Evet 18 Ohm, evet tam anlamıyla portatif çözümler düşünülerek tasarlanmış fakat bizim, tecrübeli kulaklar olarak bildiğimiz bir şey var ki, kulak üstü kulaklıklara, yani aslında belirli bir çap uzunluğundan daha fazla alana sahip dinamik sürücülere, o belirli yerden sonra iyi bir kaynak ile enerji verildiğinde, tepkileri dramatik şekilde değişiyor. Evet, biliyoruz ki bu fiyat bandında bir kulaklık arayışında olan bir çok dostumuzun bir amfisi bulunmuyor. O yüzden yorumlarımızı, referans amfimizi devre dışı bırakarak, kulaklığı doğrudan diz üstü bilgisayarımız MSI GE66’nın ses kartına bağlayarak yapacağız.
Bu haliyle bile, HD 300’ün, bizi bazı açılardan şaşırttığını söyleyebilirim.
Sennheiser’ın en iyi yaptığı şey, Dinamik Sürücü üretim teknolojisinde dünya liderleri arasında yer aldıklarından, büyük bölümü fiziksel parametrelere bağlı olan tonal karakter ayarlamaları. Sürücünüzün diyaframı ne kadar hızlı ise, ne kadar hafif ve aynı zamanda ne kadar sert ise(bir sınırı var tabii.), mıknatısları ne kadar güçlü bir manyetik alan oluşturabiliyorsa, o kadar başarılı Teknik performansa sahip olur. Ses oluşumuna etki eden yüzlerce parameter açısından bunlar; kabin malzemesi ve kabinin genel akustik yapısı ile birlikte en önemlileri arasında sayılabilir.
Ama her zaman dediğimiz gibi, ses işi; bildiğiniz saf mühendislik ve fiziksel düzlemde hesaplamalar…
Sennheiser bu işi, en tepe ürünlerinde de görebildiğimiz üzere; en iyi yapabilen markalar arasında yer alıyor.
Bizi şaşırtan nokta; açıkçası HD 300’ü başımıza geçirdiğimizde, oldukça dengesiz ve saçmasapan bir tonal karakter duyacağımızı düşünüyorduk. Ama belli ki, üstadlar kendilerine yakıştıramamış ve V karakter esintileri hissettiren ama çok da abartmayan, alt frekansları aksanlı, parlaklıktan uzak, üst frekansları ise miktar olarak rahatsız etmeyen, müzikal bir karaktere büründürmüşler giriş modelini.
Burada bir sıkıntı, ses yüksekliği bir çoğunuzu tatmin etmeyecektir. Kulaklığın potansiyeli bu anlamda düşük değil, sürücülerin toleransı yüksek, şiddetli ses seviyelerini kaldırabilecek durumdalar fakat güç vermeniz gerekiyor. Güçsüz kaynaklar ile kullanıldığında, potansiyelinin çok aşağısında kaldığını söyleyebilirim.
Bu şekilde kullanılmaya devam edildiğinde, alt frekanslar; bence fiyatına göre iyi bir çözünürlük seviyesine sahip. Yani fena miktarda detay üretmiyorlar fakat bunları duyabilmek bir meziyet.
Pek güçsüz ve geri planda kalıyorlar. Yinede, kritik dinleme yapıldığında, orada bir ışık var uzakta…
Orta frekanslar, midler, aslında ferah karakterdeler. Kulaklığın bu anlamda aslında fiziksel olarak geniş bir sahne altyapısı oluşturamadığını ama orta-üst frekans karakterininin insanda, tekrarlıyoruz, “ferah” bir dinleme deneyimi yarattığını söyleyebiliriz. Vokallerin ve gerçek enstrümanların tonal anlamda, fiyat bandının yukarısında bir başarıma sahip buluyoruz. Kadın vokaller üst frekanslara, erkek vokaller de alt frekanslara pek fazla karışmayarak, olması gereken ayrışımı, bu fiyat bandında ki çoğu kulaklığın oluşturamayacağı şekilde oluşturuyor.
Sahnede yerleşim ve enstrüman ayrımının pek bir orta düzey olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktanın biraz Teknik performansla ilgisi var ve her ne kadar fena karakterli bir kulaklık olmasa da Teknik performans açısından pek iddialı sürücüler yerleştirilmemiş HD300’e. Gayet normal…
Tizler, pek fazla güç verilmediğinde dengeliler gibi gözüksede biraz zorlandığında rahatlıkla sibilans ortamı yaratabiliyorlar. Stabil değiller. Bu fiyat bandında, rafine tizler görmek, herkesin hayali zaten.
Çözünürlük, detay başarımı, sahne genişliği gibi açılarda ne kadar tatmin etmesede, bu fiyat bandında “dengeli” karakter olarak tanımladığımız “ses”’e yakın, dayanıklı ve kaliteli malzemeye sahip bir kulaklık bulmak pek kolay değil. Evet üst frekanslar biraz dengesiz, bazı şarkılarda sibilansa girebiliyorlar, ama genel olarak baktığımızda, fiyatına göre, düşük puan verebileceğimiz bir kulaklık değil HD300.
Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap.
Yorum mu yapmak istiyorsunuz? Buradan giriş yaparak yorum yapabilirsiniz.