Sennheiser IE 900 Kulak İçi Amiral Gemisi Kulaklık

IE 900, süper premium bir sunum ile bizi karşılıyor. Karton kutuyu çıkardığımızda, içeride çok kaliteli başka bir kutuyla karşılaşıyoruz. Bu kutuya dokunmak bile keyif veriyor. Pek pürüzsüz. Kutuyu yana çekerek açtığımızda; güvenilirlik sertifikası, kulaklığın özgünlüğünü belirtmek adına bizi selamlıyor. Ardından, koruyucu kağıdı kaldırıyoruz ve işte, IE 900’ler bizi adete birer mücevher gibi karşılıyorlar.

 

Sunum

 

Kutu İçerisinden buna ek olarak;

 

·       Farklı Boyutlarda 6 Çift; 3’ü Hafızalı Sünger, 3’ü Slikon Olmak Üzere Yedek Uç

·       1 Adet Klips

·       1 Adet Temizlik Çubuğu

·       Mikrofiber Temizlik Bezi

·       Kullanım Ve Güvenlik Kılavuzu

·       Pek Koruyucu, Pek Güzel Bir Taşıma Çantası

·       1 Adet 2.5mm MMCX Kablo

·       1 Adet 3.5mm MMCX Kablo

·       1 Adet 4.4mm MMCX Kablo

 

Çıkıyor. Şahane bir kulaklık için, şahane bir sunum!

 

IE 900 bünyesinde Sennheiser’dan görmeye alışkın olmadığımız dizayn çizgileri ve tasarım öğeleri barındırıyor.

 

IE 800 ve 800 S, markanın önceki amiral gemileri; seramik gövde yapıları ile sektörde fark yaratan modellerdi. Seramik yapının akustik anlamda sağladığı bazı avantajların yanında, açıkçası bu kulaklıklar boyut ve ağırlık kriterleri ile de ağızları açık bırakıyorlardı. Adeta kulakta kaybolabilecek kadar küçük ve hafif birer canavardı bu ikisi. Artı olarak seramik malzeme, elde pürüzsüz bir hissiyat sağlayan tatmin edici bir dokunuşa sahipti.

 

IE 900; yekpare, CNC ile işlemiş(Hatta işleme yolları da kapatılmayıp, gövde üzerinde bırakılmış), ALUMİNYUM gövdeye sahip.

 

Bu özellik tek başına, kulaklığı ömürlük bir müzik arkadaşı yapabilecekken; üstüne, markadan bir odyofil sınıfı üründe ilk defa pek kaliteli bir MMCX soket görmüş olduk.

 

MMCX girişler evrensel uyumlulukları ile öne çıkan pek popüler bağlantı biçimleridir. Dünya üzerinde ki pek çok kablo üreticisi, hali hazırda bu giriş için uygun bir çok alternatif kablo modeline sahip durumda oldukları için, aynı girişe sahip bir kulaklık alarak; beraberinde stok kablonuzu tercih ettiğiniz başka marka bir kablo ile kolaylıkla değiştirebilme imkanına sahip olursunuz.

 

Kablo kalitesi ve türü, bu seviyede ki hassas kulaklıklar için, etki sahibi güçlü bir faktördür. IE 900 ile eşleştimek isteyebileceğiniz bir saf gümüş kablo, örneğin; şeffaflık seviyesini arttırabilecekken, tonal karakteri parlaklık uçurumunun sınırına itebilir. Bununla birlikte kalın çaplı bir saf bakır kablo tercihi, daha sıcak bir sunum ile sonuçlanacaktır.

 

IE 900 bu açıdan avantajlı bir kulaklık ve evet, bir çok MMCX “After Market” kablo burada tam bir uyumluluk sergileyebilecek durumda olmasına rağmen, maalesef hepsi değil!

 

Modelimiz üzerinde yer alan MMCX soketleri etrafında ki koruyucu gövde eki, burada bazı kablo çeşitlerini kabul etmeyecek bir yapıda. Biz elimizde bulunan bir çok “After Market” kablo çeşidi ile bir eşleşme sağlayamadık.

 

Bu konuda üzgün müyüz? Çok değil çünkü kutu dahilinde sunulan 3 adet stok kablo, bir müzik çalar / amfi’de karşılaşabileceğiniz 6.35mm dışında ki tüm çıkışlara sahip olmasına ek olarak aynı zamanda yeterince de kaliteli. Daha kaliteli olabilir miydi? Tabii, olabilirdi.

 

Gövde kalitesi olabilecek en üst düzeyde iken, kablo kalitesi sadece, iyi. Biz; örgülü, gümüş kaplı bir bakır kablo görmeyi dilerdik.

 

Stok kabloların kulak arkasına denk gelecek kısımları; hafızalı. Bu tarz bir tasarım, kulaklığın kulak üstünde ki stabilitesini arttırarak günlük kullanım ve aktif hayat senaryolarını daha uygun bir hale getirirken, çoğu kullanıcının bu tasarımı tercih etmemesiyle birlikte, genellikle bir ayrım yaratıyor diyebiliriz.

IE 900, tank gibi bir kulaklık. Gövde üzerinde bir kırılma noktası bile yok. CNC ile işlenmiş 1. Sınıf yekpare aluminyumdan bahsediyoruz. Bu kulaklığa isteseniz bile zarar vermek, o kadar kolay değil.

 

Aluminyum kabin genellikle Bang & Olufsen gibi premium, tasarıma ve dizayna öncelik veren markaların ilk tercihi oluyor. Biz Sennheiser’ın burada, uzun vadede meyvelerini toplayacağımız faydalı bir tercih yaptığını düşünüyoruz.

 

Kutu içeriğine dahil edilen stok kablolar dayanıklılık açısından yeterli seviyede gözüküyorlar. Dokunuş, gövde de ki kadar premium hissettirmese de, malzeme kalitesi anlamında genel beklentilerinizi karşılayabilecek seviyedeler.

 

Gövde üzerinde ki MMCX soketleri, pek kaliteli ve sağlam bir bağlantı sağlıyor olmalarının yanında pek de kolay ayrılabilerek; kablo değiştirmek istediğiniz anlarda kulaklığa zarar verebilecek durumlar oluşmasını engelliyor. Zira MMCX erkek bağlantı noktasının pek ince olması dolayısı ile, bu, olası bir durum.

IE 800 ve 800 S, konfor kriteri açısından bazı kulakları çok memnun ederken, bazılarını ikilemde bırakan, ergonomiye göre farklı yorumlar alabilen tasarımlara sahiplerdi.

 

Küçücük hacimleri ve pek hafif yapıları, bu anlamda modellere çok büyük bir artı sağlarken, kablo üzerinde ki “Y-Split” dediğimiz, birleşim noktasının biraz kalın ve ağır olması sebebi ile özellikle aktif halde iken, kulaklıklar aşağı doğru bir çekim ile kulaklarınızdan kaymak gibi kayıp düşebiliyorlardı. Modellerin kabloları gövde üzerinden ayrılamadıkları için de, açıkçası başka bir kabloya geçme seçeneği size sunulan özellikler arasında değildi. Bununla birlikte, sabit halde, örneğin oturarak kullanımda; bu kulaklıklar denediğimiz en konforlu modeller arasında olarak, pozisyonlarını hala koruyorlar.

 

IE 900, 4 gram gövde ağırlığı ile boyutundan beklenmeyen bir hafiflik sergiliyor. Ergonomik yapısı, kulak kanalı şekline benzeyen tasarımı sonucu bu ünvanı almaya hak kazanıyor.

 

Model; kulak arkası şeklini alabilen hafızalı kablo desteği ile birlikte, bir kere kulak içine yerleştikten sonra pek sabit kalmayı başararak, her seferinde güven verici bir fit yakalamanızı sağlıyor.

 

Burada belki tek puan kırılabilecek nokta, aluminyumun ten ile olan uyumu olabilir. Biz her ne kadar şikayetçi olmasak da, soğuk iklimlerde yaşayan arkadaşlarımız dışarıda bu kulaklığı kulaklarına taktıklarında, hissedilen soğuk dokunuş sonrası konforda bir düşüş yaşayabilirler. Seramik gövde, bu anlamda daha affediciydi.

IE 900; IE 800 ve 800 S şaheserlerinin üstüne, IE 300’den sonra markanın yeni imza ses karakterini temsil eden, çok ciddi potansiyele sahip bir kulaklık.

 

IE 900, şuana kadar dinlediğimiz en detaylı, en yüksek çözünürlüklü ve en hızlı dinamik sürücülü kulak içi kulaklık.

 

Çok sürücülü yapıları düşündüğümüzde, bu arkadaşların bazı ciddi avantajlara sahip olduklarını görüyoruz. Crossover devreleri akıllıca tasarlanmış ve kabin içi akustik düzeni oluştururken ciddi bir mühendislik yapılmış hibrit ve çok sürücülü iem’ler; genellikle sağlam enstrüman ayrımı ve sahne içi yerleşim becerileri sergilerken, karmaşık parçaların altından da daha rahat kalkabiliyorlar.

 

Sennheiser, ezelden beri tek adet dinamik sürücülü kulaklık modelleri tasarlama konusunda uzmanlaştı. Firma 7mm sürücü teknolojisi alanında ar-ge yapacak ve bu yapının potansiyel sınırlarına ulaşmak adına, uzun yıllar efor sarf etti. Bu çabaların boşuna olmadığını söyleyebiliriz. Bizle tamamen aynı fikre sahip olmanız için, yeni IE 900’ü kulağınıza yerleştirmeniz yeterli. 

 

IE 900’ün bas cevabı; ortalamada 5dB kadar renklendirilen Sub-Bass lar eşliğinde, nispeten natural ve dengeli olarak nitelendirilebilir. En azından, kardeşi IE 300’den çok daha doğal bir tepki verdiğini söyleyebiliriz.

 

Teknik perspektifde değerlendirildiğinde; yeni canavarımızın bizim şuana kadar duyduğumuz en temiz, en şeffaf, en sıkıştırılmamış ve detaylı bas frekansları üreten bir makine olduğunu söyleyebiliriz. Dokusal açıdan, vuruş kuvvetine kadar; bu kulaklığın bas performansı, kaynağın bir 7mm sürücü olduğu gerçeğini inanılması zor kılıyor.

 

Burada bir not: Özellikle şiddet ve ardından çözünürlük açısından belirli bir seviyeye ulaşmak için IE 900’ü kendisiyle eşleşebilecek kalite de ki güçlü kaynaklar ile beslemek, çok önemli.

 

Muhteşem bas cevabı bir yana; açıkçası bizler IE 800 s’in orta-üst midrange karakterini hala daha çok beğeniyoruz.

 

IE 900, özellikle 800 S’in  pek gerçekçi ve ferah orta frekanslarının yanında, bir miktar renkli kalıyor. Burada kadın vokallerin gerçek hallerinden daha parlak ve keman gibi enstrümanların oldukça canlı üretildiğini duyabiliyoruz. Erkek vokaller ve kalın notalı enstrümanlar, bu sefer oldukça gövdeli ve yapılı üretilebilirken, doğallıktan da ödün vermeyecek bir karakterdeler.

 

Enstrüman ayrımı her ne kadar iyi ve kusursuz olsada, sahne içi yerleşim ve büyüklük, ferahlık açısından IE 900, kardeşi IE 800 S kadar iyi değil. Bunun tonal karakterden ziyade, kabinlerin akustik yapısı ile alakası olduğu aşikar. Yalnız bu cümleyi bir de şöyle düşünmek lazım. Sahne kriterleri açısından IE 900 aslında çok iyi bir kulaklık, fakat IE 800 S bu dünyadan değil…

 

Üst frekanslar, genellikle tonal farklılıkları ile dinleyicileri kutupları ayırır. Bazıları parlak, agresif ve detay odaklı sunumları severken, bazıları güvenli kıyıya yanaşmak, keskinlikten ve sibilanstan oldukça uzak, sıcak karakterlere yönelirler.

 

IE 900, parlak diyarın nispeten dengeli kıyısında seyrediyor. Teknik kapabilitesini daha iyi açığa çıkarabilecek ve şeffaflık yaratacak hava frekanslarının renklendirilmesi ve 7kHz bölgesi civarı ateşlenen hafif agresif peak dışında, aslında alışma sürecinin aşılmasıyla birlikte kulağa doğal gelmeye başladığını söyleyebiliriz.

 

 

Enerjik, ayağı kaldırıcı bir  müzikal karaktere sahip bu kulaklık; sennheiser’ın ses kalitesi kriterinde yakaladığı bir sonraki seviyenin temsilcisi.