Dinlediğiniz kayıt, insan kulağı şeklinde dizayn edilen profesyonel bir mikrofon ile kayda alınmıştır. Paylaştığımız her kaydı aynı cihaz ve playlist ile kaydediyor, böylelikle sizlere iki cihaz arasındaki ses karakteri farkını duyabilme imkanı sağlıyoruz. Kulaklıklarınızı takmayı unutmayın!
İtiraf etmemiz gereken iki şey var. Birincisi; kulaklik.com ekibi olarak “Ses”’i, dinlemeye, duymaya aşığız. İkincisi; incelemek için elimize aldığımız her ürün bizi heyecanlandırmıyor. O kadar iyi olamayabiliyorlar.
Bu yazımızda ki inceleme konuğumuzu elimize aldığımızda ise; heyecanımızı anlatmaya kelimeler yetmiyor.
IE 80 S’i incelemiştik. Markanın üst-orta sınıf fiyat bandında ki yerini bir kaç senedir koruyan; bazı açılardan hakikatten başarılı, saf “Ses Kalitesi” konuştuğumuzda ise açıkçası 2020’li yıllarda, rakipleri ile başa çıkamayacak seviyede bir kulaklıktı.
IE 300, IE 80 S’in yerini aldığını düşündüğümüz; her açıdan çok farklı bir kulaklık. Çok daha detaylı, çok daha yüksek çözünürlüklü, çok daha iyi!
IE 300, uygun fiyat bandında yakaladığı üstün Teknik performans ve eğlenceli tonal karakteri ile, herkesin kulaklığı.
Hadi yakından bakalım!
IE 300, Sennheiser odyofil kulaklıkları kategorisi özelinde, tamamen yenilenmiş tasarımsal özellikler barındırıyor. Bu başlık altında konuşacağımız çok şey var. Hadi önce kutuyu açalım 😊
Sunum
IE 300, premium bir sunum ve birçok aksesuar ile bizi karşılıyor.
Kutunun İçinden Çıkanlar:
· IE 300
· 1 Adet Ayrılabilir MMCX Kablo
· Temizleme Aparatı
· 3 Çift Silikon Kulaklık Uçları (S/M/L)
· 3 Çift Köpük kulaklık Ucu (S/M/L)
· 1 Adet Taşıma Çantası
IE 300, kabloyu kulak çevresinde konumlandırılarak takılan, kulağın içerisine girdiğinde kaybolacak kadar ergonomik bir dizayna sahip, kablonun gövde üzerinden tamamen ayrılabildiği, MMCX soketli, ince ve hafif bir kulaklık.
Gövde o kadar güzel, sade ve karizmatik gözüküyor ki; ağırlığı ve boyutları, tepe model IE 900 ile aynı olan bu kabini, abisine karşı tercih edebileceğimizi düşünüyoruz.
Pürüzsüz yüzey materyali üstünde, bir galaksi içerisine yayılmış yıldızları andıran parlak noktalar yer alıyor. Bu küçük noktalar; uzaktan bakıldığında beyazlarmış gibi gözükse de, yakınlaşıldığında görülüyor ki, aslında beyazın maviye ve kırmızıya kaçan tonlarına yayılmış bir desen bu. Yıldız fotoğrafçılığı ile uğraşan veya genel olarak uzaya ilgili okurlarımız bilirler ki; gerçekten de yıldızlara bakıldığında; bir teleskopla veya uygun çekim ekipmanlarıyla, yıldızın gezegenimize olan uzaklığına göre, rengi değişir. Diğerlerinden daha uzakta konumlananlar, kırmızıya kaçar. Buna “doppler etkisi” denir. Ufak ama hayran bırakan bir detay. Muhteşem gözüküyorlar!
Kırmızı olan ama yıldızlarla hiçbir alakası olmayan başka birşey de, sağ kabin MMCX soketinin etrafı. Burada bu renk, hangi tarafın hangisi olduğunu anlama süresini kısaltan, her zaman hoş karşıladığımız bir eklenti.
MMCX girişler evrensel uyumlulukları ile öne çıkan pek popüler bağlantı biçimleridir. Dünya üzerinde ki pek çok kablo üreticisi, hali hazırda bu giriş için uygun bir çok alternatif kablo modeline sahip durumda oldukları için, aynı girişe sahip bir kulaklık alarak; beraberinde stok kablonuzu tercih ettiğiniz başka marka bir kablo ile kolaylıkla değiştirebilme imkanına sahip olursunuz.
Kablo kalitesi ve türü, bu seviyede ki hassas kulaklıklar için, etki sahibi güçlü bir faktördür. IE 300 ile eşleştimek isteyebileceğiniz bir saf gümüş kablo, örneğin; şeffaflık seviyesini arttırabilecekken, tonal karakteri parlaklık uçurumunun sınırına itebilir. Bununla birlikte kalın çaplı bir saf bakır kablo tercihi, daha sıcak bir sunum ile sonuçlanacaktır.
IE 300 bu açıdan avantajlı bir kulaklık ve evet, bir çok MMCX “After Market” kablo burada tam bir uyumluluk sergileyebilecek durumda olmasına rağmen, maalesef hepsi değil!
Modelimiz üzerinde yer alan MMCX soketleri etrafında ki koruyucu gövde eki, burada bazı kablo çeşitlerini kabul etmeyecek bir yapıda. Biz elimizde bulunan bir çok “After Market” kablo çeşidi ile bir eşleşme sağlayamadık. Tasarım kriteri altında değerlendirdiğimiz bu özellik, daha uyumlu bir yapıda olsaydı; kritere gönül rahatlığı ile tam puan vermeye hazırdık.
Bu cümlelerin aynısını IE 900 incelememizde de söylemiştik. Çünkü modeller arası kullanılan kablolar ve bağlantı soketleri birebir aynı.
Kabini kulağınıza taktığınızda, dışa bakan tarafta kalan yüzeyde füme renkte “Sennheiser” logosu mevcut. Sadeliği bozmayan, minimalist bir detay. Logonun yanında hava boşluğu bulunuyor. Kabin içerisinde biriken basıncı azaltmaya yarayan bu boşluk, bir çok kulaklıkta karşılaştığımız bir akustik tasarım. Kabin basıncının, kabin içerisinde kaldığı yapılar teorik olarak daha hızlı diyafram hareketleri ile sonuçlanıyor olsalar da, çok büyük bir dezavantaja sahip oluyorlar. Sürücünün toleransı ciddi şekilde azalıyor ve yüksek ses seviyelerini kaldıramayacak bir performans seviyesine düşüyor. Tabii, ideal bir dünyada yaşamıyoruz; burada o kadar çok faktör devreye giriyor ki, herşeyin daha farklı olduğu ürünlerle de karşılaşınca, şaşırılmamalı.
Kanal kısmı, yani kulak deliğinizin içine giren kısım, kısa. Yinede, yeteri kadar uzun denilebilir. Fazla uzun olduğunda bu konfor açısından olumsuz bir etkiye sahip olabiliyor. Biz burada yaklaşık 30 derecelik bir açı görüyoruz. Bu, sahneye olumlu etkisi olan bir tasarım öğesi.
Gövde kalitesi üst düzey olmasına rağmen, kablo kalitesi sadece, iyi. Biz; örgülü, gümüş kaplı bir bakır kablo görmeyi dilerdik. Chi-Fi pazarında çok daha iyi seçenekler mevcut. Bu bir gerçek.
Stok kabloların kulak arkasına denk gelecek kısımları; hafızalı. Bu tarz bir tasarım, kulaklığın kulak üstünde ki stabilitesini arttırarak günlük kullanım ve aktif hayat senaryolarını daha uygun bir hale getirirken, çoğu kullanıcının bu tasarımı tercih etmemesiyle birlikte, genellikle bir ayrım yaratıyor diyebiliriz.
3.5mm çıkış ucuna sahip stok kablomuzu, ister marka özelinde sağlanan 2.5mm ve 4.4mm(IE 900 Kabloları) kablolar ile değiştirebilir, istersek de uyumlu bir başka MMCX kablo satın alarak güncelleştirebiliriz. Zaten anlamış olduğunuz gibi, evet, IE 300’ü balanslı yapıda da kullanabilmek mümkün. Yaşasın MMCX soketleri!
IE 300, sanıyoruz ki şuana kadar dokunduğumuz en premium plastik yapıya sahip kulaklık. Pürüzsüz, çok sert ve kaliteli bir gövde bu. Abisi IE 900 ile kıyaslandığında, tabii IE 900’ün 1. Sınıf yekpare aluminyum gövdesi, modeli malzeme kalitesi açısından öne çıkartan ciddi bir artı; bizden bu kriter altında tam puan almayı başarmıştı!
IE 300’de durum biraz farklı. Evet çok iyi, evet 0 şikayetimiz var, bayıldık! Ama 300 dolar fiyat bandında rekabet o kadar fazla ki; bu aralıkta çok uçuk tasarımlarla karşılaştığımız modeller olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Bu yüzden, IE 900 gibi; çok fazla abartılacak bir yanı olmasada, elinizde üst sınıf bir ürün tuttuğunuzu size hissettirmiş, Sennheier.
IE 300 o kadar konforlu ki, kulağınızda adeta kayboluyor! Bu kulaklığı kullanmak bir zevk. Resmen çıkarttığınız zaman, kulağınız kendi halinde kaldığında, daha konforsuz hissediyorsunuz. Tamam şaka! Tabii ki son cümle abartıydı, ama iyi niyetle yapılmış bir abartı; burada ki şaşkınlığımızı vurgulamaya çalışıyoruz.
Model konfor kriteri bazında ele alındığında, rakipsiz.
Gövde, yalnızca 4 gram ağırlığında. Tüy gibi kabin, pürüzsüz dış materyal ve eşit dağıtılmış ağırlık merkezi ile birlikte, vücudunuzun bir parçası haline gelebiliyor.
IE 300, müzik dinlemek için yaratılmış bir kulaklık. Bünyesinde bir mikrofon ve herhangi elektronik bir özellik barındırmıyor. Sağladığı pasif izolasyon, özellikle kutu içeriğinde bize sunulan hafızalı sünger kulaklık uçları ile birlikte, oldukça başarılı.
Toplu taşımada ya da gürültülü her hangi bir ortamda, özellikle yüksek sesli müzik dinlerken, müziğinizden başka bir ses duymayacağınızı söyleyebiliriz. Genel tüketicinin günlük kullanım ihtiyaçlarına yetebilecek bir kulaklık olmadığını, 50 tane elektronik özellik barındıran kulaklıklara kıyasla görebilmek mümkün.
Lakin yumuşak, dengeli ve müzikal ses karakteri ile uzun saatler kullanılabilinen, yorucu olmayan bir karakterde olması, IE 300’ü her odyofilin uzun kullanım senaryoları için tercih edebileceği, rüyaları süsleyen bir kulaklık yapıyor.
Bir eksi; kablo da microphonics efekt mevcut, ama o kadar da rahatsız edici değil 😊
IE 300; takar takmaz farkedebileceğiniz eğlenceli tonal rengi ile, markanın yeni imza ses karakterini temsil ediyor. Bu durum bizi çok heyecanlandırdı. Adeta bir dönüm noktası…
IE 8i, 80 ve 80 S, önceki orta sınıf modeller, teknik performansları açısından amiral gemileri IE 800 ve 800 s’in çok gerisinde kalıyorlardı. Başka bir söyleyişle, 800 ve 800 s, çok çok üst seviyede yer alan ürünlerdi.
Yeni IE 300 ile birlikte bu açık artık eskisi kadar geniş değil. IE 300, önceki orta-üst sınıf modellerden çok daha iyi bir kulaklık. Her anlamda… Sennheiser’ın 300 dolar aralığı performans seviyesi, artık hiç olmadığı kadar yüksekte.
Kabin, markanın pek populer 7mm teknolojisi beraberinde geliştirilmiş bir dinamik sürücüye ev sahipliği yapıyor. 16 Ohm empedansı ile; model pek kolay sürülebilen bir yapıda gibi gözüksede, IE 300’ün potansiyeli yüksek bir kulaklık olduğu gerçeğini akıldan çıkartmayıp, kulaklığı kaliteli kaynak, amfi ve daclarla eşleştirdiğinizde, bunun karşılığını fazlasıyla alırsınız. Biz, IE 300 ile Astell & Kern SR 25’in çok iyi bir eşleşme olabileceği kanaatindeyiz. Böylesine renkli kulaklıkları, benzer doğrultuda aksanlara sahip renkli kaynaklar ile eşleştirirseniz; belirli noktalarda ki tepe ve çukur noktaları dengeyi bozacak sınır eşiğini aşabilir. Örnek olarak; IE 300’ü FiiO Q3 gibi amfilerle eşleştirmenizi önermeyiz. IE 800 S’i, aynı amfi ile birlikte önerebilirdik.
6-20000 Hz frekans aralığı ile birlikte modelin; 5- 48000 Hz aralığında röprodiksiyon yapabilen abisi IE 900’den çok daha dar bir alanı kapladığını duyabiliyoruz. Nasıl duyabiliyoruz? Biz yarasa mıyız? İnsan duyma aralığı zaten 20000 Hz’e kadar değil miydi? Hatta çoğu kişide 17 – 18 kHz? Evet öyle, duyduğumuzu söylediğimiz fenomen 20-50 kHz arası frekanslar değil, bu kadar geniş bir aralığı mükemmel şekilde üretebilen sürücünün” duyma aralığımızda ki frekanslara yönelik etkisi…
IE 300; tiz uzantısı (Extension’ı) geniş bir kulaklık değil. Model yalnızca 20 kHz ile sınırlı olmakla kalmayıp, 15 kHz’den sonra ciddi Cut-Off’a giriyor. Hava frekansları dediğimiz bu bölge; müzik içerisinde iyi miktarda mikro-detay barındıran, sahne de ki “ferahlık” algısını yaratan kısımdır. Kulaklık bu açıdan IE 800, 800 s ve 900 ile boy ölçüşebilecek gibi değil.
Ama zaten ölçüşmesini bekleyen de yok. Bu durumun bazı avantajları bile var. Kusursuz kayıt altına alınmayan parçalar, hava frekansları bölgesi belirgin ve önde olan kulaklıklarda, hatalarıyla öne çıkarlar. Böyle kulaklıklar kaliteli kayıtlar ile ağzınızı açık bırakacak detaylar üretebilirken, kalitesiz kayıtlar eşliğinde kullanılmaları tam bir işkence haline gelebilir. Bu anlamda, IE 300’ün, aynen Astell & Kern Diana gibi (o kadar olmasa da), hata affedebilen bir kulaklık olduğunu söyleyebiliriz.
IE 300; alt frekans aralığının tümünde, ciddi bir aksana sahip, gövdeli ve derin baslara üreten bir kulaklık. Sub-bass’lar, yani en alt frekanslar; yaklaşık 50 Hz’e kadar ortalamada 7 dB’lik, mid-bass’lar ise, yaklaşık 100 Hz’e kadar ortalamada 5dB’lik bir aksan ile, frekans aralığının bütününe hükmetmek üzere tonlanmış diyebiliriz. Burada Sub-Bass’lardan çok Mid-Bass duymadığımızı mutlulukla söylemek isteriz. Yoğun bas karakterli kulaklıklarda durum genelde böyle olmakla birlikte, boğucu hissiyat beraberinde oluşturuluyor. Extension süper; IE 900’ün sadece bir adım gerisinde.
Sub-Bass’lar dokusal anlamda iyi biçimlenmekle birlikte, kusursuz değil. Miktar olarak yoğun olmaya çalışılırken, çözünürlük kaybı yaşanıyor. IE 300’ün daha dengeli tonlanmış bir parallel evren versiyonu, daha yüksek çözünürlüklü alt frekanslar üretebilirdi; IE 900’e benzer şekilde… IE 300’ü sıklıkla IE 900 ile karşılaştırmamızın sebebi; aslında IE 300’ün, abisine benzemeye çalışırken bir şeyleri o kadar iyi yapamayan, tecrübesiz ama enerjik bir çocuk havası veriyor olması…
Mid-Bass dokuları yine iyi, ancak sınıf lideri değil ve sürücü hızı; atakları olması gerektiğinden daha yayvan ve uzun sürede üreterek, tonal rengin sıcaklığına katkıda bulunan bir yapıda.
Sennheiser’ın aldığı genel eleştirilerden biri; bir çok modelinde yeteri kadar şiddetli alt frekans karakteri barındırmamasıydı. IE 300 bu eleştirilere karşı tasarlanmış, bir çok odyofilin “Sennheiser İmza Karakteri”’nde duymaya alışkın olduğu nüansları, farklı ve yeni; enerjik ve güçlü bir perspektifde dinletmeye hazır bir kulaklık.
Keyifli, sıcacık ve güven verici bir dinleti; kritik dinleme seansları için biraz “Boomy” kaçsada, keyif saatleri dahilinde bu IE 300’ün işi…
Upper-Bass bölgesinden Lower-Mids bölgesine pürüssüze yakın bir geçiş sağlayabiliyor IE 300, birazcık ortalık karışıyor, baslar mid bölgesine birazcık burnunu sokuyorlar, ama sadece birazcık... Bu kadar yoğun alt frekanslara sahip bir tonal renk için bu Teknik başarım, etkileyici sayılabilir.
Erkek vokaller ve benzer frekans aralığında bulunan enstrümanlar geri planda kalmayıp, gövdeli ve tonal ağırlıklarını koruyarak, çoğu Sennheiser’da gördüğümüz lower-mid karakterinden pek farklı bir duruş sergiliyorlar.
IE300 midlerin öne çıkarıldığı bir kulaklık değil, ancak yüksek enerji ve hıza sahip parçaları üretme konusunda iyi bir iş çıkarabiliyor. Burada iyi miktarda berraklık ve çözünürlük de duyabiliyoruz.
Popüler türlere daha yakın bir tonaliteye rağmen, IE300 midlerin çarpıcı biçimde vurgulandığı yaylı enstrümanları ve piyano konçertolarını üretirken, bizce kendini dinletmeyi başarabiliyor.
Midler genel olarak kulağa doğala yakın ve gür geliyor. Tabii ki duyduğumuz en dengeli sunumlardan biri değil. (Örnek: IE 800 S) Yinede; bölgenin biraz geri planda kalıyor olması ve upper-mid bölgesinde ki extension eksikliği, özellikle kadın vokal dinlerken; keşke biraz daha farklı, daha öne çıkarılmış bir sunum ile çalsaydı, dedirtebilir.
Bu fiyat aralığında ki bir çok “V” karakterli kulaklığın aksine, lower-treble, midlerle benzer kaderi, geri planda kalma senaryosunu paylaşarak; ancak 4 kHz’den sonra kendilerini göstermeye başlıyor.
IE 300 üst frekansları; iyi miktarda detay üretebilmek üzere yüksek enerjiyle dolu fakat rahatsız etmeyecek kadar da kibar. Parlaklığın sınırında; keskin değil. 10 kHz bölgesinde uygulanan bir kısılmayla birlikte, perküsyon enstrümanları ve “s” sesleri gibi, çınlama yapabilecek tiz faciaları; güvenli hale getirilmiş gözüküyor.
6 – 10 kHz arası verilen aksan; kulaklığın aslında imza karakterinin vurgulandığı, baslarla birlikte duyduğumuz en öne çıkan aralık. Bu tepe noktası, mid bölgesinde yer alan herşeye; vokallere, enstrümanlara vs. bir miktar yapaylık katıyor. Burada IE 900 ya da IE 800 S kadar gerçekçi bir sunum olmadığı aşikar.
IE 300 herhangi bir anlamda, klostrofobik hissettirmiyor ancak 15 kHz sonrasında ciddi bir cut-off mevcut. Bu bölgenin eksikliği, hava frekansları dediğimiz aralığın; kulaklığın “ferahlık ve berraklık” seviyesini düşürüyor. Bu yine, IE 800 S ve IE 900 gibi amiral gemisi kulaklıklara kıyasla; arada ciddi bir farklılık oluşturuyor. Extension önemli 😊 Aynı HD 600 ve HD 660 S gibi…(HD 660 S’de, HD 600’e kıyasla bu anlamda bir eksiklik duyuluyordu.)
Sahne devasa büyüklükte kurulmuyor. Genişlik ve uzunluk perspektiflerinden değerlendirildiğinde, ağzımızı açık bırakacak herhangi bir yanı yok; bununla birlikte, bu fiyat etiketine sahip her üründe görmediğimiz bir derinlik, duyulabilir vaziyette.
Tek adet dinamik sürücülü bir kulaklığa göre; enstrüman ayrımı ve konumlandırma gerçekten iyi. Buna rağmen, çok sürücülü IEM’ler özelinde değerlendirilde, genellikle çok daha ekstrem başarım seviyeleri duymuşluğumuz var.
Kompleks parçalarda, mid / sub-bass bölgesi özelinde sıkıştırılmış bir hissiyat duyumu dışında, IE 300 genel olarak sesi parçalarına ayrıştırabilecek kadar hızlı; katmanlama başarımı iyi.
300 dolar fiyat aralığı tartışmasız pazardaki rekabetin en yüksek olduğu alanlardan biri ve ciddi iyi rakipler mevcut. Öyleyse IE 300’ü farklı yapan yanlar neler? Neden tercih etmeliyiz?
Bazı kullanıcalar Sennheiser müşteri memnuniyeti ve güvenilir marka isminin verdiği huzuru yakalamak adına, bu kulaklığı tercih edecektir. Bu gayet normal…
Önceliği ses olanlar için; IE 300 çok keskin hatlara sahip olmayan bir V karakteri doğrultusunda, gerçek bir müzikalite ve detaylı bir deneyim sunuyor. Bunu yaparken sibilansa ve rezonansa girmeyerek, rahatınızı bozmadan ilgiyi üstünde tutmayı başarıyor.
IE 300, markanın son geliştirmelerinden biri olarak, orta-üst sınıf odyofil kategorisinde, IE 80 S’in üzerine çok şey koyarak, övgülerimizi hak ediyor. Bizce; ciddi bir yükseltme olarak düşünülebilir.
Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap.
Yorum mu yapmak istiyorsunuz? Buradan giriş yaparak yorum yapabilirsiniz.